commit

US /kəˈmɪt/
UK /kəˈmɪt/
"commit" picture
1.

işlemek, yapmak

to do something illegal or bad

:
He was arrested for attempting to commit fraud.
Dolandırıcılık yapmaya teşebbüs ettiği için tutuklandı.
It's a serious crime to commit perjury.
Yalan yere yemin etmek ciddi bir suçtur.
2.

bağlanmak, adamak

to pledge or bind (a person or an organization) to a certain course or policy

:
The company is trying to commit to more sustainable practices.
Şirket, daha sürdürülebilir uygulamalara bağlanmaya çalışıyor.
Are you willing to commit to this long-term project?
Bu uzun vadeli projeye bağlanmaya istekli misiniz?
3.

yatırmak, göndermek

to send (a person) to an institution, especially a mental health facility or prison

:
The court decided to commit him to a psychiatric hospital.
Mahkeme onu bir psikiyatri hastanesine yatırmaya karar verdi.
He was committed to prison for his crimes.
Suçlarından dolayı cezaevine gönderildi.
4.

ayırmak, adamak

to give (money, time, or resources) to a cause, activity, or person

:
They decided to commit a large sum of money to the charity.
Hayır kurumuna büyük bir miktar para ayırmaya karar verdiler.
She commits a lot of her time to volunteering.
Gönüllülüğe çok zaman ayırdı.