cod

US /kɑːd/
UK /kɑːd/
"cod" picture
1.

morina

a large marine food fish with a small barbel on the chin.

:
We had fresh cod for dinner.
Akşam yemeğinde taze morina yedik.
The fishing boat caught a large amount of cod.
Balıkçı teknesi büyük miktarda morina yakaladı.
1.

kandırmak, aldatmak

to trick or deceive someone.

:
He tried to cod me into believing his story.
Beni hikayesine inandırmak için kandırmaya çalıştı.
Don't let him cod you with his sweet talk.
Tatlı sözleriyle seni kandırmasına izin verme.