cobweb

US /ˈkɑːb.web/

UK /ˈkɑːb.web/

örümcek ağı

a spider's web, especially when old and covered with dust

•

There were cobwebs in the corners of the old attic.

Eski tavan arasının köşelerinde örümcek ağları vardı.

•

She used a broom to sweep away the cobwebs.

Örümcek ağlarını süpürmek için bir süpürge kullandı.

ağ, karmaşa

a tangled or confusing mass of something

•

The old legal system was a cobweb of outdated rules.

Eski hukuk sistemi, modası geçmiş kuralların bir ağıydı.

•

His mind was a cobweb of confused thoughts.

Zihni, karışık düşüncelerin bir ağıydı.