clothes horse
US /ˈkloʊðz hɔːrs/
UK /ˈkloʊðz hɔːrs/
1.
çamaşır askılığı, kurutmalık
a frame or rack on which clothes are hung to dry or air
:
•
She hung the wet laundry on the clothes horse.
Islak çamaşırları çamaşır askılığına astı.
•
The clothes horse collapsed under the weight of the heavy blankets.
Ağır battaniyelerin ağırlığı altında çamaşır askılığı çöktü.
2.
moda düşkünü, giyim düşkünü
a person who is excessively concerned with clothes and fashion
:
•
My sister is a real clothes horse; she buys new outfits every week.
Kız kardeşim tam bir moda düşkünü; her hafta yeni kıyafetler alıyor.
•
Despite being a clothes horse, he always manages to look effortlessly chic.
Bir moda düşkünü olmasına rağmen, her zaman zahmetsizce şık görünmeyi başarıyor.