cleaner

US /ˈkliː.nɚ/
UK /ˈkliː.nɚ/
"cleaner" picture
1.

temizlikçi, temizleyici

a person whose job is to clean rooms or buildings

:
•
The office cleaner comes every evening.
Ofis temizlikçisi her akşam gelir.
•
We hired a professional cleaner for the house.
Ev için profesyonel bir temizlikçi tuttuk.
:
janitorcustodianhousekeepercharwomanscavenger
2.

temizleyici, temizlik maddesi

a substance or device used for cleaning

:
•
This window cleaner leaves no streaks.
Bu cam temizleyici iz bırakmaz.
•
She used a special carpet cleaner to remove the stain.
Lekeyi çıkarmak için özel bir halı temizleyici kullandı.
:
detergentpurifiersanitizersolventscrubber
1.

daha temiz

comparative of clean; more clean

:
•
This shirt is much cleaner than the other one.
Bu gömlek diğerinden çok daha temiz.
•
The air feels cleaner after the rain.
Yağmurdan sonra hava daha temiz hissediliyor.
:
neatertidierpurerfresherspotlesser
:
cleaner'soven cleanerdry-cleaner'svacuum cleanersteam cleanerdry cleanertake somebody to the cleaners