circumscribe

US /ˈsɝː.kəm.skraɪb/
UK /ˈsɝː.kəm.skraɪb/
"circumscribe" picture
1.

sınırlandırmak, çevrelemek

restrict (something) within limits

:
The power of the committee is circumscribed by the law.
Komitenin yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır.
Their freedom was severely circumscribed.
Özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlandı.
2.

çevrelemek, etrafına çizmek

draw (a figure) around another, touching it at points but not cutting it

:
A circle can be circumscribed around a polygon.
Bir daire bir çokgenin etrafına çevrelenebilir.
The architect circumscribed the building within the property lines.
Mimar, binayı mülk sınırları içine çevreledi.