buy

US /baɪ/
UK /baɪ/
"buy" picture
1.

satın almak, almak

obtain something in exchange for payment

:
I want to buy a new car.
Yeni bir araba satın almak istiyorum.
She decided to buy the house.
Evi satın almaya karar verdi.
2.

inanmak, kabul etmek

believe to be true

:
I don't buy his excuses.
Onun bahanelerine inanmıyorum.
It's a good story, but I don't buy it.
Güzel bir hikaye ama inanmıyorum.
1.

satın alma, alışveriş

a purchase

:
That was a good buy.
Bu iyi bir alışverişti.
The new software was a great buy for the company.
Yeni yazılım şirket için harika bir satın almaydı.