bubble under the radar
US /ˈbʌbəl ˈʌndər ðə ˈreɪdɑːr/
UK /ˈbʌbəl ˈʌndər ðə ˈreɪdɑːr/

1.
radarın altında kalmak, fark edilmemek, sessizce gelişmek
to be present or active but not widely known or noticed
:
•
The new startup has been bubbling under the radar for months, but now they're ready to launch.
Yeni startup aylardır radarın altında kaynıyordu, ama şimdi lansmana hazırlar.
•
Despite his talent, the artist has been bubbling under the radar, waiting for his big break.
Yetenekli olmasına rağmen, sanatçı radarın altında kaynıyordu, büyük çıkışını bekliyordu.