broiler

US /ˈbrɔɪ.lɚ/
UK /ˈbrɔɪ.lɚ/
"broiler" picture
1.

broiler, ızgaralık tavuk

a young chicken suitable for roasting, grilling, or frying

:
We bought a whole broiler for dinner.
Akşam yemeği için bütün bir broiler aldık.
The recipe calls for a 3-pound broiler, cut into pieces.
Tarif, 3 kiloluk bir broilerın parçalara ayrılmasını gerektiriyor.
2.

ızgara, broiler

a part of a cooking stove that cooks food by direct radiant heat, especially from above

:
Put the cheese toast under the broiler until golden brown.
Peynirli tostu altın rengi olana kadar ızgaranın altına koyun.
Our oven has a separate broiler compartment.
Fırınımızın ayrı bir ızgara bölmesi var.