breezy

US /ˈbriː.zi/
UK /ˈbriː.zi/
"breezy" picture
1.

rüzgarlı, havadar

pleasantly windy

:
It was a lovely breezy day, perfect for a walk.
Yürüyüş için mükemmel, hoş bir rüzgarlı gündü.
The hilltop was quite breezy, so we brought jackets.
Tepe oldukça rüzgarlıydı, bu yüzden ceketlerimizi getirdik.
2.

neşeli, rahat, kaygısız

lively and lighthearted in manner or style

:
Her breezy attitude made everyone feel comfortable.
Onun neşeli tavrı herkesi rahatlattı.
The novel had a breezy, engaging style.
Romanın neşeli, sürükleyici bir tarzı vardı.