binge

US /bɪndʒ/
UK /bɪndʒ/
"binge" picture
1.

alem, çılgınlık

a period of uncontrolled indulgence in an activity, especially eating or drinking alcohol

:
He went on a drinking binge last night.
Dün gece bir içki alemine çıktı.
She had a shopping binge after getting her bonus.
Bonusunu aldıktan sonra bir alışveriş çılgınlığı yaşadı.
1.

aşırı tüketmek, arka arkaya izlemek

to indulge in an activity, especially eating or drinking alcohol, to excess

:
He tends to binge on fast food when he's stressed.
Stresli olduğunda abur cubur tüketmeye eğilimlidir.
They would often binge-watch entire seasons of TV shows.
Genellikle TV şovlarının tüm sezonlarını arka arkaya izlerlerdi.