be implicated in
US /bi ˈɪm.plɪ.keɪ.tɪd ɪn/
UK /bi ˈɪm.plɪ.keɪ.tɪd ɪn/

1.
karışmak, dahil olmak
to show that someone is involved in a crime or partly responsible for something bad
:
•
The evidence seemed to be implicated in the fraud.
Kanıtlar dolandırıcılığa karışmış gibi görünüyordu.
•
Several officials were found to be implicated in the corruption scandal.
Birkaç yetkilinin yolsuzluk skandalına karıştığı tespit edildi.