bawl

US /bɑːl/
UK /bɑːl/
"bawl" picture
1.

bağırmak, haykırmak

to shout or call out noisily and unrestrainedly

:
The child began to bawl when he couldn't find his toy.
Çocuk oyuncağını bulamayınca bağırmaya başladı.
He had to bawl at the top of his lungs to be heard over the music.
Müziğin üstünden duyulmak için ciğerleri patlayana kadar bağırmak zorunda kaldı.
1.

bağırma, haykırış

a loud, unrestrained cry or shout

:
He let out a bawl of frustration.
Hayal kırıklığıyla bir bağırma sesi çıkardı.
The baby's sudden bawl startled everyone.
Bebeğin ani bağırması herkesi ürküttü.