ballot

US /ˈbæl.ət/
UK /ˈbæl.ət/
"ballot" picture
1.

oylama, oy pusulası

a process of voting, in writing and typically in secret

:
•
The election was conducted by secret ballot.
Seçim gizli oylama ile yapıldı.
•
They cast their ballots for the new leader.
Yeni lider için oylarını kullandılar.
:
votepollelectionreferendumplebiscite
2.

oy pusulası

a piece of paper used for voting

:
•
Each voter received a blank ballot.
Her seçmen boş bir oy pusulası aldı.
•
Please mark your choice clearly on the ballot.
Lütfen seçiminizi oy pusulasına açıkça işaretleyin.
:
voting papervoting slipticket
1.

oy kullanmak, oylamak

to cast a vote; to vote

:
•
Members will ballot on the proposed changes.
Üyeler önerilen değişiklikler için oy kullanacak.
•
The union decided to ballot its members on strike action.
Sendika, üyelerine grev eylemi konusunda oy kullanma kararı aldı.
:
votepollelect