approve

US /əˈpruːv/

UK /əˈpruːv/

onaylamak, tasdik etmek

to officially agree to or accept something

•

The committee voted to approve the new budget.

Komite yeni bütçeyi onaylamak için oy kullandı.

•

My parents don't approve of my choice of career.

Ailem kariyer seçimimi onaylamıyor.

onaylamak, beğenmek

to think that someone or something is good or acceptable

•

I don't approve of violence in any form.

Şiddetin hiçbir türünü onaylamıyorum.

•

Her parents always approve of her decisions.

Ailesi her zaman kararlarını onaylar.