anticipate

US /ænˈtɪs.ə.peɪt/
UK /ænˈtɪs.ə.peɪt/
"anticipate" picture
1.

beklemek, tahmin etmek

regard as probable; expect or predict

:
•
We don't anticipate any problems.
Herhangi bir sorun beklemiyoruz.
•
The company anticipates a rise in sales next quarter.
Şirket gelecek çeyrekte satışlarda artış bekliyor.
:
expectpredictforeseeforecastforetell
2.

önceden tahmin etmek, engellemek

act in advance of (someone) in order to prevent them from doing something; forestall

:
•
He anticipated his opponent's move and blocked it.
Rakibinin hamlesini önceden tahmin etti ve engelledi.
•
She anticipated their questions by providing all the information upfront.
Tüm bilgileri önceden vererek sorularını önceden tahmin etti.
:
forestallpre-emptinterceptpreventavert