aesthetic
US /esˈθet̬.ɪk/
UK /esˈθet̬.ɪk/
1.
estetik
concerned with beauty or the appreciation of beauty
:
•
The painting has great aesthetic appeal.
Tablonun büyük bir estetik çekiciliği var.
•
The design prioritizes aesthetic considerations over practicality.
Tasarım, pratiklikten çok estetik kaygılara öncelik veriyor.
1.
estetik, sanatsal ilkeler
a set of principles underlying and guiding the work of a particular artist or artistic movement
:
•
The artist developed a unique aesthetic that blended traditional and modern elements.
Sanatçı, geleneksel ve modern unsurları harmanlayan benzersiz bir estetik geliştirdi.
•
The minimalist aesthetic of the new building is striking.
Yeni binanın minimalist estetiği çarpıcı.