absence
US /ˈæb.səns/
UK /ˈæb.səns/
1.
yokluk, devamsızlık
the state of being away from a place or person
:
•
Her absence from work was noted by her manager.
İşten ayrılığı yöneticisi tarafından fark edildi.
•
The decision was made in his absence.
Karar onun yokluğunda alındı.
2.
eksiklik, yokluk
the lack or non-existence of something
:
•
The absence of evidence made it difficult to prove the case.
Kanıt eksikliği davayı kanıtlamayı zorlaştırdı.
•
There was a noticeable absence of enthusiasm among the team.
Takım arasında belirgin bir coşku eksikliği vardı.